ÇAYLI HASBİHAL

Birlik Vakfının Programındaydı, eski Bakanlardan Mahmut Oltan Sungurlu kısa bir konuşma yaptı.

Konuşmasında: “Adalet Bakanı idim, ilmine güvendiğim bir hoca efendi ziyaretime geldi.‘ Sn. Bakanım siz bu makamda oldukça bizim gönlümüz rahat, size güveniyoruz’ dedi.

Bende: “hocam bu olmadı, çünkü siz bize güvendiğiniz için susarsınız, bizde makamın cazibesiyle yanlış yapabilir, yanlışlıklarımızı göremeyebiliriz.

Siz bizi takip edip yanlışımızı gördüğünüzde de bize söylemelisiniz, böylece bizi kontrolde etmişte olursunuz.

Gördüğünüz yanlışları hiç çekinmeden, söylemelisiniz, makam sahiplerine en çok çevresinde bulunanlar yanlış yaptırır, çünkü pohpohlanmak makamdakilerin hoşuna gider ama sonuçları bakımından iyilik getirmez dedim” dedi.

Gerçekte de böyledir. Geçmiş yıllarda Türkiye’nin dış politikasına bakışımı özellikle “Suriye ilişkilerimizi” birazda sertçe eleştirdik. Özgür Suriye Ordusunun silahlı bir çete olduğunu ve birazda katı davranarak sığınmacıların geri gönderilmesi gerektiğini söyledik. Bunlar geçmişten ders alarak geleceğe dair endişelerimiz nedeniyleydi.

İnancımızda “haksızlık karşısında susmamamızı” hak bildiğimizi söylememizi gerektiriyordu.

Bizde bunu yapmaya çalıştık, bazen zorlandığımız durumlar da oldu ama “sevdiğimiz insanlar işbaşında diye yutkunuverelim” demedik.

Çünkü demememiz gerektiği kanaatindeydik. Kendimize yakışanı yapmaya çalıştık. “yaptığımız iş ve eylem gönlümüzün rahat olmasını gerektiriyordu”, başka türlüsü de olamazdı.

Doğru bildiğimiz veya yanlış gördüğümüz, her şeyi söylemeye ve sesimizi “gazetemiz” aracılığıyla duyurmaya çalıştık.

Bugün eğrisiyle doğrusuyla Suriye olayları başka bir evreye doğru gitti ve Türkiye’mizin yeni sorumluluklar yüklenmesini gerektiren gelişmeler oldu. Umulur ki sonuçlar Türk halkının hayrına olduğu gibi, Suriye halkının da hayrına olur.

Sayın okuru derin konularla sıkmak istemem onun için yazımıza “ çaylı hasbıhal” olarak devam edelim.

ÇAY: Hasbihal ortamında “Çay Demlemede Usul’üne” bakalım istedik. Millet olarak çayla ilişkimiz ve çoğumuzun tiryakiliği bilinir. Bu bilindiği için, sizlerle çay demleme faslı açmak istedim.

Kişisel olarak evimde yumuşak huylu olmaya, eşim ve çocuklarımı üzmemeye çalışan biriyimdir.

Buna rağmen mükemmeliyetçi ve seçici bir yapımda vardır. Ev halkını incittiğim konuların başında, belki de çay demleme konusu gelir.

Çünkü ben tiryakiyim, genelde yemekten sonra bir kahve yarım saat sonrada güzel demlenmiş 3-4 bardak çay içerim.

Güzel demlenmeyen çaydan içerken zevk almam. Çay demlenme sürecini tamamlamadan açıldığında, ‘çay’ çiğ kalır ve çiğ kalan çayda kokar, içim tadı vermez, tatsızlıktan rahatsız olur sabretsem de yutkunurum.

Çoğunuzun şahsım gibi olduğunu sanarak, ağız tadı ile içilecek çayın nasıl demlenmesi gerektiğini de paylaşalım istedim.

Özellikle çayın revaçta olduğu günümüzde ağız tadı ile çay nasıl içilir buna bakalım.

Çaya bu kadar kafa yorduğuma bakmayın mükemmeliyetçi ve seçici oluşumun yanında sabırlı ve hoşgörülüde bir insanımdır. Olanla yetinmeyi bilirim ama mademki tiryakiyiz ve Çay demliyoruz, o halde ağız tadı ile bir çay içelim!

Çay demleyeceğimiz çaydanlık ve demlik öncelikle temiz olacak, su güzel kaynayacak, kaynayan çaydanlığın üzerinde demlik hafif ısınırsa daha iyi olur. Çay demliğin durumuna göre ayarlı atılacak çok veya az çay atmak iyi çay demleme anlamına gelmez.

Kaynamış su mümkünse hafif dinlenecek. Su fokur, fokur kaynarken çaya su çekmemek daha iyi olur. Dinlenen su demliğe atılan çayın üzerine tek noktadan dökülecek.

Demlik doldukça çayda demliğin ağzına doğru kabaracaktır. Yeterli miktarda su verildikten sonra, mümkünse temiz bir kâğıtla demliğin ağzı kapatılacak veya demliğin üzeri örtülecek.

Çaydanlığa ilave edilen su ile çaydanlık hafif ateşte ısınırken, demlikte demlediğimiz çaydanlığın buharında en az 20 dakika dinlenecek veya çay demliğe doldurulan suyun üzerine de atılabilir.

Bu arada suyunu alan çay demlenerek kabaracak ve demliğin kapağını açtığınızda “foork” diye çökecek.

Bu işlemler tamamlandıktan sonra çayımız servise hazırdır ve afiyetle içilecek, ikinci bardaktan/fincandan sora çay içtiğimiz bardak veya fincan değişirse daha da zevkli bir içim olacak.

Yoksa gelişi güzel demlenen çay sadece demlenmiş olacak, zevkli bir çay içimi olmayacak.

Afiyet olsun...