Temiz Bir Şehir Temiz Bir Dünya

5 Haziran, yalnızca takvimde bir tarih değil; aynı zamanda bizlere doğayla ve çevreyle olan bağımızı yeniden hatırlatan, sorumluluklarımızı gözden geçirmemizi sağlayan önemli bir gündür.

Dünya Çevre Günü, sadece çevre dostlarının ya da çevre örgütlerinin değil, her bireyin üzerine düşünmesi gereken küresel bir çağrıdır.

Çünkü yaşanabilir bir dünya, yalnızca gelecek nesillerin değil, bugün yaşayan bizlerin de temel ihtiyacıdır.

Türkiye'nin dört bir yanında olduğu gibi, Karadeniz'in yeşil incisi Boyabat'ta da zaman zaman 5 Haziran Dünya Çevre Günü dolayısıyla sayısı fazla olmasa da etkinlikler düzenleniyor.

Doğal güzellikleri, tarihi dokusu ve mis kokulu çam ormanlarıyla âdeta saklı bir cennet olan Boyabat, bu özel günün anlamını fazlasıyla taşıyan bir şehir. Ancak sadece bir günle sınırlı kalan farkındalık çalışmaları, ne yazık ki doğanın bizden beklediği uzun soluklu ilgiyi karşılamaya yetmiyor.

Evimiz Gibi Görmeli, Özenle Korumalıyız

Çevre, sadece doğanın bir parçası değil; aynı zamanda bizim yaşam alanımız, evimizdir.

Nasıl ki evimizi temiz tutuyor, çöpleri yerlere atmıyor, duvarları karalamıyor ya da eşyaları hor kullanmıyorsak, çevremize karşı da aynı özeni göstermeliyiz.

Her bir ağaç, her bir dere, her bir kuş yuvası aslında bu büyük evin bir odasıdır.

Üzülerek belirtmek gerekir ki, birçok kişi hâlâ doğayla bu yakın bağı kurabilmiş değil.

Yollara rastgele atılan çöpler, bilinçsizce yapılan piknikler sonrası geride bırakılan kâğıt, cam, plastik gibi atıklar, ormanlık alanlarda yakılan ve söndürülmeyen ateşler… Tüm bunlar, yalnızca bir doğa sorununa değil, bir vicdan sorununa da işaret ediyor.

Çevre Bilinci, Medeniyetin Bir Ölçütüdür

Bir ülkenin kalkınmışlık düzeyi yalnızca teknolojik ilerlemesiyle değil, doğaya verdiği değerle de ölçülür.

Temiz sokaklar, yeşil alanlar, geri dönüşüm sistemleri, doğaya saygılı bireyler… Bunlar, gelişmiş bir toplumun temel göstergelerindendir.

Bugün çevreye verdiğimiz her zarar, aslında çocuklarımızın geleceğinden çalınan bir değerdir.

Kuruyan göller, akmayan çaylar, kirlenen denizler, azalan tarım alanları ve solunamayan hava… Tüm bunlar, insan eliyle yaratılmış ve yine insan eliyle geri döndürülmeyi bekleyen sorunlardır.

Boyabat’tan Türkiye’ye, Türkiye’den Dünyaya: Temiz Bir Gelecek Mümkün

Boyabat gibi doğal güzelliklere sahip şehirler, bizlere çevre bilincinin ne kadar önemli olduğunu somut bir şekilde gösteriyor.

Bu şehirlerde düzenlenen çevre yürüyüşleri, temizlik kampanyaları ve fidan dikimleri sadece sembolik hareketler değildir; aynı zamanda toplumsal bilincin ve dayanışmanın bir göstergesidir.

Bilinmelidir ki, çevreyi korumak yalnızca resmi kurumların ya da belediyelerin sorumluluğunda değildir.

Her birey, her aile, her öğrenci ve öğretmen; doğanın korunmasında bir zincirin halkasıdır.

Hepimiz bu zincirin güçlü bir parçası olmalı ve üzerimize düşeni kararlılıkla yerine getirmeliyiz.

Yarının Dünyası Bugünden İnşa Edilir

Daha sağlıklı, yaşanabilir ve sürdürülebilir bir dünya için bugünden harekete geçmeliyiz.

Her attığımız çöp, ya doğaya katkı sağlar ya da zarar verir. Her tüketim alışkanlığımız, ya kaynakları dengeli kullanır ya da israfa yol açar. Her davranışımız ya örnek olur ya da zarar doğurur.

Bu nedenle Dünya Çevre Günü’nü sadece bir kutlama değil, bir dönüm noktası olarak görmeliyiz.

Kendimize şu soruyu sormalıyız: “Bugün çevre için ne yaptım?”

Belki bir fidan diktik, belki geri dönüşüme önem verdik, belki de çocuğumuza çevreyi korumanın önemini anlattık.

Küçük gibi görünen bu adımlar, aslında büyük bir değişimin habercisidir.

Sonuç olarak, temiz bir çevre, temiz bir vicdanla başlar.

Çocuklarımıza miras bırakacağımız en kıymetli şey, tertemiz bir doğa ve yaşanabilir bir dünyadır.

5 Haziran’ı sadece bir gün değil, bir başlangıç olarak görmeli; her günü çevre günü bilinciyle yaşamalıyız.

Çünkü dünya bizim evimiz… Ve bu ev, temiz tutulmayı fazlasıyla hak ediyor.