Boyabat'ın Yerel Organik Meyveleri Hem Sağlığa Hem Cebe Şifa

Sonbaharın sarı, kızıl ve kahverengiye çalan tonları Boyabat'ın yamaçlarını süslerken, bereketin en tatlı, en doğal hâli de şehir merkezindeki Boyabat Yöresel Ürünler Pazarı'nın tezgâhlarına iniyor. Kuşburnu, kiren, alıç ve böğürtleniyle bu pazar, adeta bir sağlık ve lezzet hazinesi.

Bu yörenin kadim toprakları, sadece görsel bir şölen sunmakla kalmıyor; binlerce yıllık tarım kültürünün bir yansıması olarak, insan eliyle fazla müdahale görmemiş, doğanın bağrından kopup gelen meyveleriyle de sofralarımızı ve ruhumuzu besliyor.

Köylüler tarafından yöresel ürünler pazarında satışa sunulan bu meyveler, sıradan pazar ürünleri değil; onlar âdeta birer kültür taşıyıcısı, birer şifa elçisi.

Köylü teyzelerin, amcaların, ablaların sabahın ilk ışıklarıyla birlikte sepetlerle topladığı, titizlikle ayıklayıp pazara getirdiği bu ürünler, endüstriyel tarımın hızla yayıldığı bir çağda, doğal olanın hâlâ ne kadar kıymetli olduğunu bize hatırlatıyor.

Kuşburnunun C vitamini deposu olması, kirenin (yabani kızılcık) antioksidan kaynağı olması, alıç ve böğürtlenin kendine has aromalarıyla şifa sunması, bu meyveleri sadece bir gıdadan öte birer sağlık sigortası hâline getiriyor.

Ekonomideki Yerel ve İnsanî Dokunuş

Peki, bu sade pazarların, bu mütevazı tezgâhların ekonomiye etkisi nedir?

İlk bakışta, büyük tarım işletmelerinin veya ihracat devlerinin yanında "yerel" ve "küçük" görünebilirler. Ancak bu bakış açısı, ekonominin sadece büyük rakamlardan ibaret olmadığını gözden kaçırır.

Boyabat'ın yöresel ürünler pazarı, aslında "mikro ekonominin" ve "sosyal ekonominin" canlı bir laboratuvarıdır. Bu ürünleri toplayan ve satan köylüler için bu ticaret, önemli bir gelir kapısıdır.

Topladıkları her kilo kuşburnu, her sepet kiren, aile bütçesine doğrudan ve aracısız katkı sağlar. Bu, hanelerin geçimine yapılan en somut ve insanî destektir. Paralar, büyük şirketlerin kasalarında birikmek yerine, doğrudan üreticinin cebine girer ve yerelde dolaşımda kalır.

Bu pazarların en dikkat çeken figürleri ise genellikle kadınlardır. Üretimin, toplamanın, işlemenin ve satışın büyük kısmı onların emeğiyle gerçekleşir. Bu sayede kadınlar, aile ekonomisine katkıda bulunmanın ötesinde, sosyal hayatta daha görünür ve aktif bir rol üstlenirler. Bu da ekonomik kalkınmanın en sağlıklı ve sürdürülebilir yollarından biridir.

Katma Değer Yaratmak ve Geleceğe Taşımak

Bu meyvelerin en önemli ekonomik dönüşümü, işlenmiş ürünlere dönüştüklerinde gerçekleşir. Kuşburnundan reçel, marmelat ve şurup; kiren ve böğürtlenden şerbet ve sos; hepsinden bitki çayı yapılması, basit bir meyvenin katma değerli bir ürüne dönüşmesidir. Bu, köylülerin sadece hammadde satıcısı olarak kalmayıp, aynı zamanda birer "değer üreticisi" hâline gelmesi demektir.

Bu geleneksel ürünler, günümüzün "organik," "doğal," "glütensiz" gibi beslenme trendleriyle birleştiğinde, yerelden ulusala, hatta uluslararası pazarlara açılma potansiyeli de taşır.

Boyabat gibi ilçelerde en büyük sorunlardan biri, genç nüfusun iş imkânı bulamadığı için büyük şehirlere göç etmesidir.

İşte bu doğal ürünlerin hem çeşidinin hem de ekonomik değerinin artması; bu ürünler üzerine kurulacak kooperatifleşme, markalaşma ve pazarlama çalışmaları, kırsalda yeni istihdam alanlarının oluşmasına olanak tanıyacaktır.

İstekli olmaları hâlinde gençler, dedelerinden kalan bu topraklarda, modern pazarlama teknikleriyle geleneksel değerleri buluşturarak yeni bir geçim modeli oluşturabileceklerdir.

Hatırkatmakta fayda var: "Gastronomi turizmi" dünyada hızla yükselen bir trenddir.

Boyabat'ın bu kendine has doğal meyveleri ve onlardan yapılan ürünler, bölgeyi bir "lezzet durağı" haline getirebilir.

"Kiren Şenlikleri" veya "Kuşburnu Hasat Günleri" gibi etkinliklerle bölgeye yerli ve yabancı turist çekmek mümkün olabilir. Bu da beraberinde konaklama, yiyecek-içecek ve el işçiliği gibi sektörleri canlandıracaktır.

Sonuç olarak, Boyabat Yöresel Ürünler Pazarı'ndaki o mütevazı tezgâhlar, aslında çok daha büyük bir ekonomik ve sosyal dönüşümün habercisidir.

Bu potansiyeli gerçeğe dönüştürmek için atılması gereken adımlar var:

* Yerel yönetimlerin kooperatifleşmeyi desteklemesi.

* Marka ve coğrafi işaret tescili gibi yollarla bu ürünlerin değerinin korunmasının sağlanması.

* Üreticilerin pazarlama ve dijital platformlar konusunda eğitilmesi.

* Bu ürünlerin tanıtımının etkin bir şekilde yapılması.

Boyabat'ın bereketli topraklarından çıkan bu şifalı meyveler, sadece kışlık reçel kavanozlarını doldurmakla kalmamalı. Onlar, kırsal ekonominin can damarı, kadın emeğinin karşılığı, gençler için bir gelecek umudu ve sağlıklı yaşam arayan şehirli için bir nefes olmalı.

Bu doğal hazineye sahip çıkmak ve onları doğru stratejilerle geleceğe taşımak, Boyabat'ın ve benzeri nice Anadolu ilçesinin kaderini değiştirebilecek bir güce sahiptir.

Unutulmamalıdır ki, her bir kiren tanesi, her bir kuşburnu, sadece bir meyve değil, bu toprakların umududur.