Karpuzun Serinleten Yüzü

Sıcaklıkların mevsim normallerinin üzerine çıktığı, termometrelerin gölgede 35-40 dereceyi gösterdiği şu günlerde, sokakta yürümek bile cesaret ister oldu.

Denize girme şansı olmayanlar parklarda gölge ararken, klimaya erişimi sınırlı olanlar ise buz gibi suya ve serin içeceklere sığınıyor.

Bu yaz bir başka serinletici daha var ki hem sağlıklı, hem doyurucu, hem de cebimizi zorlamıyor: Evet, karpuzdan bahsediyorum. Üstelik bu yıl fiyatı âdeta buz gibi. Karpuzlar 6,5 TL’den başlayan etiketlerle raflarda...

Karpuz mevsimi resmen başladı ve belki de uzun zamandır olmadığı kadar bolluk içinde geçiyor.

Şeftali, kayısı, erik, üzüm gibi meyvelerin kilo fiyatı ateş pahası. Bu meyvelerin fiyatları beklentilerin çok çok üstünde. Allah’tan karpuz var; vatandaşın imdadına yetişti. Bu sezon 10-15 TL civarında olacağı tahmin edilen fiyatlar daha da aşağıya indi.

Hatta bazı zincir marketlerde karpuzun kilosu 6,5 TL gibi son derece makul bir seviyede. Dört kişilik bir aile, yalnızca 30-40 liraya büyük bir karpuz alabiliyor; dilim dilim serinliyor, üstelik tatlıya da ihtiyaç kalmıyor.

Ancak fiyatların ucuzlaması üreticiye aynı sevinci getirmiş değil. Çünkü karpuzun fiyatı düştükçe, üreticinin kazancı da azalıyor.

Çiftçimiz dertli: Gübre, mazot, sulama, işçilik, nakliye gibi giderler her geçen yıl katlanırken, ürün para etmiyor.

Tarlada alın teriyle yetiştirilen bu kırmızı serinlik, nakliyeden satış noktasına kadar uzun bir yolculuktan geçiyor.

Ve sonunda, kilogram başına yalnızca birkaç liralık kazançla üretici sezonu kapatıyor.

Daha da kötüsü, bu düşük fiyatlara rağmen beklenen tüketim talebi henüz oluşmuş değil.

Peki neden?

Belki de sofralarımızda karpuza hak ettiği yeri vermiyoruz.

Eskiden yaz akşamlarının vazgeçilmezi olan peynir-karpuz ikilisi, artık nostaljik bir öğün gibi görülüyor. Oysa bu ikili hâlâ en doğal, en sağlıklı yaz menülerinden biri: Hafif, serinletici ve doyurucu. Üstelik karpuz sadece lezzetli değil, sağlığa da son derece faydalı.

Yüksek oranda su içeren bu meyve, sıcak havalarda vücudun sıvı dengesini korumasına yardımcı oluyor. C vitamini açısından zengin olması bağışıklığı destekliyor. İçerdiği likopen ise güçlü bir antioksidan olarak kalp sağlığını koruyor.

Kısacası karpuz, doğanın yaz için sunduğu en cömert armağanlardan biri.

Bu noktada devletimizin ve yerel yönetimlerin de yapabileceği şeyler var. Karpuz üreticisinin desteklenmesi, tarladan sofraya kadar olan zincirin daha adil işlemesi gerekiyor.

Fiyatlar tüketici için ne kadar sevindiriciyse, üretici için de o kadar sürdürülebilir olmalı.

Tarımın bu kadar zorlaştığı bir dönemde, üreticinin emeği karşılık bulmazsa, önümüzdeki yıllarda bu bolluk da hayal olabilir.

Öte yandan, tüketici olarak da üzerimize düşeni yapmalıyız. Sofralarımıza karpuzu yeniden davet etmeliyiz.

Market alışverişi yaparken bir de bütün karpuz almalıyız. Pikniklerde, balkon sohbetlerinde, yaz akşamlarında karpuzun serinliğini sofralarımıza taşımalıyız.

Sonuç olarak; bu yaz hem sıcaklardan korunmak, hem de bütçeyi zorlamadan lezzetli ve sağlıklı bir alternatif aramak isteyen herkes için en doğru tercih açık ve net: Karpuz.

Karpuzun mevsimi kısa, etkisi ise büyük. Tarladan çıkan her bir karpuzda alın teri, emek ve yaz güneşi var.

Hem üreticiyi desteklemek hem de kendimizi ödüllendirmek için bu yaz karpuz, hak ettiği ilgiyi fazlasıyla görmeli.