Cumhuriyet’in 102. Yılında Boyabat’tan Geleceğe, Bilimin Işığında

Yarın 29 Ekim… Cumhuriyetimizin 102. yıl dönümünü kutluyoruz. Bu topraklarda doğan her çocuk, bu coğrafyada çalışan her insan, bu bayramın anlamını yüreğinde hisseder. Çünkü bu bayram, yalnızca geçmişi anmak değil; geleceğe güvenle bakabilmenin adıdır.

Dünden bugüne kolay gelinmedi; bugün de yarına kolay gidilmeyecek. Ama yön belli: Bilimin ışığında, teknolojinin kolaylaştırıcı gücüyle geleceğe yürümek.

Dünden Bugüne: Emekle, İnançla, Dayanışmayla

Cumhuriyet’in ilk yıllarında Boyabat ve köylerinde yoksulluk, yokluk ama aynı zamanda büyük bir umut vardı.

Bağlarda, bahçelerde, tarlalarda çalışan kasabalı ve köylü, elindeki kazmayla, kürekle, çapayla yalnızca toprağı değil; bu ülkenin yeniden doğuşunu da şekillendiriyordu.

Kadınlar evlerinde çocuklarına okuma yazma öğretmeye başlamış, gençler Cumhuriyet’in açtığı okullarda ilk kez kendi geleceklerini hayal eder olmuştu.

Bugün geriye dönüp baktığımızda, o yokluk içinde varlık kuran insanlara minnet duymamak elde değil.

Çünkü Cumhuriyet yalnızca Ankara’da değil; Boyabat’ın çarşısında, tarlasında, Sinop’un limanında, Anadolu’nun her evinde yeniden ve yeniden kurulmuştur.

Bugün: Bilgiyle, Üretimle, Birlikte Büyümek

Zaman değişti. Dünya artık bilgiyle dönüyor, bilişimle yol alıyor.

Tarımda teknoloji, eğitimde dijitalleşme, sanayide yenilenebilir enerji çağındayız.

Boyabat’ın bereketli tarlalarından, tuğla fabrikalarının fırınından çıkan her ürün yalnızca bir geçim kaynağı değil; bilimle birleştiğinde bir geleceğin umudu olabilir.

Gençlerimizin ellerinde telefonlar var, evet; ama o telefonlar yalnızca vakit geçirmek için değil, öğrenmek, üretmek, dünyaya açılmak için de kullanılabilir.

Cumhuriyet bizden tam olarak bunu bekliyor: Aklın rehberliğinde üretmek, bilginin gücüyle büyümek.

Teknolojiyi İnsan İçin Kullanmak

Teknoloji, insanın yerini almak için değil; insanı güçlendirmek için vardır.

Boyabat’ta, Sinop’ta, Türkiye’nin her köşesinde yaşayan gençler teknolojiyi tarımda, sanatta, eğitimde ve çevre korumada doğru kullanırsa; işte o zaman Cumhuriyet, 100 yıl önceki ideallerine bir adım daha yaklaşır.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir” sözü, bugün tam da bu nedenle yolumuzu aydınlatıyor.

Çünkü geleceğe, bilimle ve ahlâkla yürüyen milletler ulaşabilir.

Cumhuriyet: Bir Bayramdan Fazlası

Unutulmamalıdır ki 29 Ekim yalnızca bir gün değil; bir bilinçtir.

Boyabat’ta meydanlarda, her evin balkonunda dalgalanan Türk bayrağı, bir milletin yeniden doğuşunun sembolüdür.

Cumhuriyet; çalışanların alın terinde, öğretmenlerin emeğinde, öğrencilerin umudundadır.

Bizim görevimiz, bu emaneti yalnızca yaşatmak değil; daha ileriye taşımaktır.

Çünkü Cumhuriyet, “ben”in değil; “biz”in eseridir.

Özetle; Cumhuriyet’in 102. yılında şunu bilmeliyiz:

Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının bize emanet ettiği bu ülke, ancak biz çalışırsak, üretirsek, birbirimize güven duyarsak ilerleyecek.

Boyabat’tan çıkan bir fikir, bir üretim, bir bilim projesi bile geleceği değiştirebilir. Çünkü bugün olduğu gibi yarın da, bu milletin yolu bilimin, aklın ve vicdanın yoludur.

Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun.

Boyabat’tan tüm Türkiye’ye umut, sevgi ve aydınlık dolu yarınlar dileğiyle…