Yeşil Meydanlar ve Parklar Üzerine Bir Öneri

Son yıllarda hızla büyüyen kentleşme ve yapılaşma, şehir hayatının tam ortasında nefes alacak alanlara olan ihtiyacı artırdı.

Boyabat da bu değişimden nasibini aldı. Yıllar önce sokaklarında çocukların koşturduğu, yaşlıların gölgesinde sohbet ettiği o yeşil dokular birer birer betonun gölgesinde kayboldu. Ancak umut hâlâ tazeliğini koruyor...

Bugün elimizde iki büyük fırsat var:

Biri Beyazıt Camii yanındaki geniş boş alan, diğeri ise eski hükümet konağının yer aldığı parsel.

Bu iki alan, sadece fiziksel birer mekân değil; Boyabat'ın geleceğini şekillendirecek sosyal, kültürel ve çevresel birer fırsat alanıdır.

Şehirleşmenin getirdiği yoğunluk, trafik ve kalabalık, insanlarda doğaya ve huzura olan özlemi artırırken, bu alanlar Boyabat’ın yeniden soluklanmasını sağlayabilir.

Gelin, birlikte bu alanların potansiyeline daha yakından bakalım.

Manevi Dokunun Yanında Yeşil Bir Soluk

Boyabat’ın simgelerinden biri olan Beyazıt Camii, hem tarihî dokusuyla hem de konumuyla şehir merkezinin kalbi niteliğindedir. Caminin hemen yanında yer alan boş alan ise şu anda atıl durumda.

Oysa bu alan, peyzaj mimarisiyle düzenlenmiş bir şehir meydanına ve huzur dolu bir parka dönüşebilir.

Bir düşünün; namaz çıkışı gölgelik ağaçların altında dinlenen yaşlılar, kitap okuyan gençler, oyun oynayan çocuklar ve yürüyüş yapan aileler… Tüm bunlar bu alanın içine sığabilir.

Camii’nin maneviyatı ile doğanın huzuru birleştiğinde ortaya çıkacak enerji, şehrin ruhunu canlandırabilir.

Üstelik bu meydan, dini ve kültürel etkinliklere de ev sahipliği yapabilir.

Kandil geceleri, Ramazan iftarları, hatta küçük çaplı kültürel etkinlikler burada düzenlenebilir.

Kısacası, bu alan sadece bir park değil, toplumsal kaynaşmanın da merkezine dönüşebilir.

Geçmişle Geleceği Buluşturmak

Diğer potansiyel alan ise eski hükümet konağının bulunduğu yer.

Burası hükümet konağı yapılmazdan evvel sakız ağaçlarının yer aldığı kına rengi kızıl toprağı, yeşil topuz çayırlarıyla dikkat çeker bir tepeydi. Bizim kuşak ve büyüklerimiz daha iyi bilirler. Bugün geçiçi oto park olarak kullanılıyor.

Bundan sonra artık sadece bir hatıra olan bu alan, yerini geçmişin izlerini taşıyan bir anı parkına bırakabilir. Geçmişle geleceği buluşturabilir.

Modern şehircilik anlayışı, geçmişle geleceği bir arada yaşatmayı gerektiriyor.

Bu alanda kurulacak bir tematik park, hem yeşil alan ihtiyacını karşılayacak hem de Boyabat’ın tarihî belleğini canlı tutacaktır.

Alan büyüklüğü, merkezi konumu ve ulaşılabilirliği düşünüldüğünde burası, çocuk oyun alanlarından yürüyüş yollarına, bisiklet parkurlarından dinlenme köşelerine kadar pek çok işlevi barındırabilir.

Ayrıca bu parkta, eski hükümet konağın hatırasını yaşatacak küçük bir anıt ya da fotoğraf sergisi alanı yer alabilir.

Böylece vatandaşlar hem geçmişle bağlarını koruyacak hem de modern bir yaşam alanına kavuşacak.

Neden Yeşil Alan Şart?

Kent planlamasında yeşil alanlar sadece estetik değil, aynı zamanda halk sağlığı açısından da önem taşır.

Parklar stresin azalmasına, sosyalleşmeye, çocuk gelişimine ve hatta şehir ısısının düşmesine katkı sağlar.

Boyabat gibi büyüme eğiliminde olan şehirlerde bu tür alanlara yatırım, geleceğe yapılmış en değerli yatırımlardan biridir.

Unutmamak gerekir ki, şehirler sadece yollarla, binalarla ve köprülerle değil; aynı zamanda insanlara huzur verecek yaşam alanlarıyla gelişir.

Betonun arasına sıkışmış bir neslin değil, çimenlerde oynayan, ağaç altında kitap okuyan, gökyüzünü seyredebilen bir neslin hayalini kurmalıyız.

Önerimiz dikkate alınır mı bilemem. Ancak kararın Boyabat’ın yerel halkına ve yöneticilerine ait olduğunu söyleyebilirim.

Sonuç olarak; elde iki büyük fırsat var: Beyazıt Camii yanındaki alan ve eski hükümet konağı yeri.

Her iki alan da Boyabat’ı daha yaşanabilir kılmak adına önemli adımlar olabilir.

Burada mesele sadece bir park yapmak değil; Boyabat’a kimlik, gelecek ve yaşam alanı kazandırmaktır.

Yerel yöneticilere, şehir plancılarına ve en önemlisi Boyabat halkına düşen sorumluluk, bu fırsatları heba etmemek ve doğru şekilde değerlendirmektir.

Belki de şimdi sormamız gereken soru şudur:

Gelecekte çocuklarımıza nasıl bir Boyabat bırakmak istiyoruz?