ÖLENLERİMİZİN ARDINDAN!..

ÖLENLERİMİZİN ARDINDAN!..

Öncelikle; bizim inancımız ölülerimizi iyilikle anmayı veya hatırlamayı gerektiriyor. Bunun altını çizelim. Çünkü şanlı peygamberimiz ve önderimiz Hz. Muhammed (sav) bir hadisi şeriflerinde mealen “ölülerinizi hayırla yad’ediniz” buyurmaktadır.

Bizde millet olarak bu buyruğa uyar ve genel anlamda bağlı kalırız. Bu durumu cenaze merasimlerinde ki helalleşme anında gür sesle “helal olsun” haykırışında görebiliriz. Buradan yola çıkarak kişisel anlamda kendi durumumu söyleyecek olursam. Bendeniz devlet adamlarının, görevde bulunduğu zamanları göz önünde tutar ve konjonktürel olarak değerlendirmeyi ilke kabul ederim. Bazı adamların yaptıklarının ülke aleyhinde olanları varsa özellikle bilinmesini isterim. İyilikleri olmayan bir kişinin kahramanlarla değerlendirilmesini istemem.

 Bir dönemde dışlanmış maddi manevi her bakımdan ailecek mağduriyet yaşatılmış olsam da şahsıma yapılanları asla ve asla bir intikam alma duygusuyla hatırlamam ve kişisel bir konu yapmam. Ama inanç değerlerime yapılanları da hiçbir zaman unutamam.

Birde kişiler bazı olaylarla hatırlanırlar ama senin ülke için zararlı işler yaptığına inandığın bir adama başkaları da methiyeler yazıp söyleyebilirler. Bunu yapan insanlar senin sevdiklerinden de olabilir. Bu durumlar derinlemesine meselelere hâkimiyet ve bilgiye veya bilgisizliğe bağlı olarak tecelli eder. Bu durumda gaflet ve ihanet duygusu olmadığını bilirsin. Ama cehalet yâda kendisini göstermenin gayreti ile yaptıklarına da üzülürsün.

Sevgili okurlarım ne yazmak istediğimi anlamış olduğunuzu düşünüyorum.Yinede ben açıklayayım.Biliyorsunuz eski başbakanlarımızdan Mesut Yılmaz vefat etti.Türkiyemizin en önemli makamlarından biri olan başbakanlığa gelmek her insana nasip olmaz. O ayrı bir şereftir, bunu bir köşeye koyup yazımıza devam edelim.

Ülkemizde birçok insan başbakanlık yapmıştır. Özellikle yakın tarihte başbakanlık yapan 3-5 isim saysak, ismini duyunca bazılarına şükran ve minnettarlık duyar, adına bile saygı göstermek isteriz. Çünkü bu isimler genel manada halkla bütünleşmiş isimlerdir.

Mesela Özal deyince döneminde ülkenin ufkunun açıldığını, kentlerin şehir havasına büründüğünü yolların köprülerin yapıldığını, renkli televizyon yayınına kadar birçok şeyi hatırlarız.

Erbakan'ın Havuz sistemini tarıma verdiği desteği, Bağ-kur emekli aylıklarına %300 zam yaptığını ve çalışanlara yaptığı desteklerle onları doyurduğunu ve devlette yapılan denk bütçeyi hatırlarız.

Menderes dendiğinde ise halkın inanç değerlerine gösterdiği saygıyı; yol ve tarım makinelerini ülkeye getirdiğini, sonunda ülkeye hizmetine rağmen bir başbakanın darağacına gönderilme ayıbını hatırlarız.

Mesut Yılmaz dendiğinde ise:

Birincil olarak Başbakanlık görevini alıp başbakanlığa geldiğinde; daha bismillah demeden yanında ki dalkavuklardan birinin; “getirin şu imam hatiplilerin listesini” diye gözdağı vermek için bağırdığını.

Göreve başladıkları gece 300-500 kişinin ya başka kurumlara tayin edildiğini ya da işten atıldığını. İkinci olarakta vesayeti kabul ettiğini. Güçlülerin isteğiyle İmam Hatiplilere “YARASALAR” dediğini.

İmam hatiplerin orta kısmını kapatmak için siyasi hayatıma mal olsa bu kanun çıkacak” dediğini.

Kapatılan bankalardaki görev zararlarını ve 400 milyar doların hiç edildiğini. Başbakan olarak başında bulunduğu hükümetin, hırsızlık ve yolsuzluktan TBMM’ce düşürüldüğünü. Özal'dan sonra halktan uzak vesayetçilere yakın politikalarla Anavatan Partisini siyasi mevta haline getirdiğini.

Başbakanlığa son atanışında resmi konutta vereceği kabul töreni için 2 milyon Tl’lik.( o tarihte iyi para) Viski ve puro gibi çeşitli içecekler alındığını. En sonda kumarhanede yumruk yediğini hatırlıyorum.

Rahmetli Sn. Erbakan hocamızla çalışmam nedeniyle kendime yapılanları anlatmaktan hayâ ediyor ve hiç o konuya ve 10 yıl’a yakın yargıyla uğraştığıma; en verimli yıllarımın hiç edildiğine girmiyorum.

Diğer ölüler gibi bu başbakanımızı da “iyiliklerle” anmayı ne kadar isterdim. Ama sadece hatırladıklarımla anıyorum.

Ayrıca, birçok dostumun benim sevmediklerimi sevdiğini biliyorum. Onlara saygı duyuyor ve onlar içinde kelimeleri bir cerrah titizliğinde seçmeye kimseyi üzmemeye çalıştığımı da söylemek istiyorum.

Günahıyla sevabıyla defteri kapananları “iyilikle yâd etmek istiyorum.”

                                  Hürmetle.                           

YORUM EKLE

banner115