İslam, sadece ahlaki ve dini bir rehberlik sağlamakla kalmaz, aynı zamanda bilimsel ve teknolojik ilerlemeyi teşvik eden bir dindir

İslam Dini ve Teknolojik Yönden İlerlemek

İslam, sadece ahlaki ve dini bir rehberlik sağlamakla kalmaz, aynı zamanda bilimsel ve teknolojik ilerlemeyi teşvik eden bir dindir. Kur’an-ı Kerim ve hadislerde, insanın yaradılışındaki potansiyelini keşfetmesi, dünyayı araştırması ve ona katkı sağlaması tavsiye edilmektedir. Bu bağlamda, İslam dünyasının teknolojik ilerleme ve bilimsel gelişim konusunda gösterdiği çabalar, hem dinî hem de dünyevî açıdan büyük önem taşır.Kur’an-ı Kerim, insanlara bilgiyi keşfetmeleri ve evreni anlamaları için pek çok fırsat sunar. Allah, "Gökleri ve yeri yaratıp, geceyi ve gündüzü birbirini takip ettirendir. Şüphesiz bunda, akıl sahipleri için ibretler vardır." (Al-i İmran, 190) ayetiyle, insanları gökyüzünü ve yerin derinliklerini incelemeye davet etmektedir.

Kur’an-ı Kerim, geçmişteki peygamberlerin ve onların insanlara olan öğütlerinin, bugün de bilimsel ilerleme açısından örnek teşkil etmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Hz. Nuh’un (a.s.) gemisinin yapımı, İslam tarihinde bilime verilen önemin simgesidir. Bugün, denizcilik teknolojisi ve mühendislikte gelinen noktada, Hz. Nuh’un gemisinin inşası, ilim insanları için bir ilham kaynağıdır.

Hz. Süleyman (a.s.)’ın cam ve billur kullanımı, İslam medeniyetinin teknolojik ilerlemesindeki önemli bir örnektir. Hz. Süleyman (a.s.)’ın devri, aynı zamanda mühendislik, inşaat ve mimarinin zirveye ulaştığı bir dönemdi. Kur’an’da, "Süleyman’a rüzgârı vermiştik; sabah bir aylık, akşam bir aylık mesafeyi alırdı." (Sad, 36) ifadesi, sadece doğa olaylarının kontrol edilmesinin değil, aynı zamanda teknolojiye dayalı bir uygarlığın inşasının temelini oluşturur.

 İslam, ilmi bir sorumluluk olarak görür. Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in "İlim, Müslüman’ın kaybolmuş malıdır; nerede bulursa alır." (İbn Mâce) hadisinde olduğu gibi, ilim insan için her zaman bir değer taşır. Bu, sadece dini ilimler için değil, tüm bilimsel alanlar için de geçerlidir. Her ülkenin, kendi bilim insanlarıyla gelişmesi gerektiği ve dışa bağımlılığını ortadan kaldırması gerektiği çok önemlidir. Kendi gemimizi, uçağımızı ve arabamızı yapmak bu açıdan çok önemlidir. 

Bugün, gelişmiş ülkelerdeki teknolojiye ve bilimsel araştırmalara yapılan yatırımlar, diğer ülkeler için bir örnek teşkil etmektedir. İslam dünyası olarak, geçmişteki mirasımızdan ilham alarak, kendi bilim insanlarımızı yetiştirmeli, eğitim sistemimizi bu doğrultuda güçlendirmeli ve teknolojik alanda ilerlemeliyiz.

İslam, mimari ve estetik anlamında da önemli bir mirasa sahiptir. Mimar Sinan’ın eserleri, İslam dünyasında mükemmel bir mühendislik anlayışının simgesidir. Sinan’ın yapılarındaki estetik ve dayanıklılık, hala günümüzde araştırılmakta ve derslerde incelenmektedir. Günümüzde, mimaride sadece kazanç odaklı bir yaklaşım benimsenmesi, estetik ve güvenliği geri plana atmakta ve felaketlere yol açabilmektedir. Oysaki İslam, hem güzellik hem de güvenliği bir arada tutan bir anlayışı savunur.

İslam, bilim ve teknolojiye dair derin bir bilgi ve öğreti kaynağıdır. Hz. Nuh’un (a.s.) gemisi gibi, Hz. Süleyman’ın (a.s.) mimarisi gibi, geçmişin bilgeliğinden faydalanarak bugünün teknolojilerine yön verebiliriz. Türkiye’nin ve İslam dünyasının, kendi bilim insanlarını yetiştirerek bağımsız bir teknoloji alanında ilerlemesi ve kendi yer altı kaynaklarını kullanması, geleceğimiz için kritik bir adımdır. İslam, bilimin ve teknolojinin önünü açarak, insanlığın refahı için büyük bir kaynak sunmaktadır. Bu mirasın ışığında, bizler de bugünü ve yarını daha güvenli, estetik ve bilimsel bir şekilde inşa etmeliyiz.