Saadet Partisi İl Genel Meclisi Adayı Ali Erol açıklamalarda bulundu.

Saadet Partisi İl Genel Meclisi Adayı Ali Erol açıklamalarda bulundu.

Saadet Partisi'nden Sinop İl Genel Meclisi'ne aday oldum. kendine oy vermek isteyenlerin "REY"ine talibim. Hayatımın har hangi bir döneminde basit ve kalitesiz siyaset yapmadım ve siyasetçi gibi de davranmadım. Bundan sonra da hayatımın hiçbir döneminde ve konumunda da şahsi menfaatlerin veya belli bir zümrenin menfaatlerinin ön plana çıktığı siyaset yapmam ve siyasetçi gibi de davranmam. Milli Görüş bir siyasi platform değildir. Milli Görüş; ahlaki, manevi ve maddi kalkınmaya giden bu yoldaki bir araçtır. Amaç hasıl olana kadar da bu araç yoluna devam edecektir. Günümüz Türkiye'sinde ise Milli Görüş temsilcisi Saadet Partisidir. İl Genel Meclisi benim için sadece bir göreve talip olmak değil, aynı zamanda beşerilikten uzak uyduruk olmayan ilâhi bir davadır. Göreve geldiğimiz andan itibaren de siyasetçi gibi davranmayacağız. Her zaman senin gibi davranacağız ve bizim olan kamu kaynaklarının en verimli şekilde kullanılması için çaba harcayacağız.

"OY" unuzu KENDİNİZE VERİRSENİZ BAKIN NE OLACAK
 

Çeltik üreticileri birliği
Çeltik üreticileri her sene ard niyetli dolandırıcı çeltik tüccarları tarafından zarara uğratılmaktadır. İki sene boyunca parasal açıdan dürüst ve sağlam görünen tüccar, üçüncü sene köylünün bütün birikimini dolandırmaktadır.
 

Aynı zamanda köylü, çeltik üretirken kullanmış olduğu mazot ve gübre gibi malzemeleri veresiye aldığı için de ayrıca kazık yemektedir
Biz Meclise girdiğimiz zaman İl Özel İdare bünyesinde çeltik üreticilerini korumak için kooperatif gibi veya bütçe içi işletme gibi yasal örgütlenmeler ile birlik çatısı altında toplanmasına ve çeltik üreticilerini riskli tüccar ve tefecilerin elinden kurtarmak için çaba göstereceğiz.
Bu birlik sayesinde köylüyü çeltik üzerinden kimse dolandıramayacaktır. Ayrıca gübre ve mazot alımı toplu olacağı için önemli ölçüde köylünün cebine para kalacaktır.
 

1. Derecede zelzele bölgesindeyiz. Boyabat 1.derece de zelzele bölgesi ve 1943 yılından bu tarafa enerji boşalması olmamış. Her
an olabilecek bir depremde de binlerce yavrumuzun enkaz altında kalması yüzde elli ihtimaldir.
 

İl meclisine gittiğimiz zaman birinci işimiz "mezar Konumu”ndaki mevcut okulların yenilenmesi için ilgilileri harekete geçirmektir.
 

Tuğlanın yurt dışına satılması Boyabat ekonomisini onlarca kez canlandıracaktır. İhracat, sıcak ve nakit para demektir. Tuğla gibi bir ürünün ihracatının ise kara yoluyla olması mümkün değildir. Tuğla Boyabat’dan ancak deniz yoluyla ihraç edilebilir. Boyabat'a da deniz gelmeyeceğine göre bizim tuğlamızın denize gitmesi lazım. Halk diliyle "eşek yüke yanaşmıyorsa, yükü eşeğe yanaştırmamız." Gerek. Bunun içinde yapılması gereken şudur: Organize sanayi civarına tuğla toplama istasyonu yapılıp bu istasyon teleferikle limana bağlanması gereklidir. Boyabat tuğlasını denize indirdiğimiz takdirde Karadeniz’e sahili olan Bulgaristan, Gürcistan, Romanya, Rusya ve Ukrayna ya tuğla satılabilir. Bu da sıcak ve canlı para anlamına gelmektedir. Boyabat tuğlasından doğrudan ve dolaylı olarak geçimini sağlayan binlerce kişiyi etkilenecektir. Dranaz'ın rüzgarlı olan bir tepesinden bu projede kullanmak için üretilen elektrik de navlun masraflarını çok, çok aşağı düşürecektir. Bu sistemle Beelçika’lılar 1928 yılında Ayancık Çangal ormanlarında ağaç katliamı yaptılar.
 

Bu yukarıda sayılan elzem işler kooperatif gibi veya bütçe içi işletme gibi yasal örgütlenmeler ile yapılabilecek işlerdir.
Sizin de bildiğiniz gibi bu güne kadar Il Genel Meclisi "salla başı al maaşı" yeri olmuştur. Biz Mecliste alınan her karara başımızı emme basma tulumba gibi sallayarak asla onay vermeyeceğiz.
 

İşte bu yüzden oyunuzu kendinize verin diyoruz.