Sebze Üreticisi "Gül Abla" Devlet Desteği İstiyor

Boyabat ilçesi Bağlar Mahallesinde kiraladığı toplam 10 dönümlük açık ve kapalı tarlalarda yaz ve kış sebzeleri üreten "Gül Abla" lakaplı Gülizar Topaç, devletten bir destek alamadığından yakındı.

Sebze Üreticisi "Gül Abla" Devlet Desteği İstiyor

Boyabat ilçesi Bağlar Mahallesinde kiraladığı toplam 10 dönümlük açık ve kapalı tarlalarda yaz ve kış sebzeleri üreten "Gül Abla" lakaplı Gülizar Topaç, devletten bir destek alamadığından yakındı.

Sebze üreticisi ve pazarcı Gülizar Topaç kiralamış olduğu 10 dönümlük alanda 12 ay üretim yapıp, ürünlerini de Pazartesi günleri Boyabat Halyerinde, Cuma günleri de Çamlıca Mahallesindeki Cuma Pazarında satıyor. Tabii ki üretim yaptığı alana gelen müşterilerine de günlük ürünlerini satıyor. Kış sezonunda kurulu beş ayrı serada marul ağırlıklı olmak üzere maydonoz, tere, ıspanak, taze soğan üretimi yapıyor.

Gülizar Topaç, şu anki varlıklarını tırnaklarıyla kazıyarak kazandıklarını belirtirken "Şimdiki zamanda kimsenin çalışma istemediğini, masa başı iş, devlet yardımı, elinde telefon keyf yapmak istiyor. Ben köyden gelip bahçesinde tek odası olan bir gecekonduda altı yıl kalıp bahçesindeki altı dönümlük tarlada sebzecilik yaptım. Daha sonra oradan ayrılıp buradaki tarlaları kiraladım. Sekiz yıldır da burada, eşimle omuz omuza verdik. Gece gündüz çalıştık. Buradaki 10 dönümlük alanın yarısını sera yaptık. 14 yıldır sebze üretiyorum ama devletten bir kuruş yardım almadık. Seraları da eşimle birlikte yaptık. Tabii ki karşılığını aldık. Daire aldık, seraları yaptık, traktör aldık, otomobil aldık. Dört çocuğumu okuttum. En küçüğü sağlık okuyor, ortancası subay oldu, Ankara'da. birisi engelliler öğretmeni oldu Bolu'da. Biri de Çanakkale'de öğretmen. Bunlar hep alın teriyle oldu. Çalışmayla oldu."

Toprak değil, insanlar nankör !

Bu 14 yıllık zamanda 19 kez ameliyat oldum. Ama toprağı bırakmadım. Şimdiki insanlara bakıyorum da bırakın tarla kiralamayı, babasının tarlasını bile ekmiyor, üretmiyor. Sen üretme, ben üretmeyim, ne olacak. Herkes bir yerlerden maaş alıyor, yardımlar alıyor. Bunun sonu nereye varacak. Ben diyorum ki devlet üretene yardım etsin, üretmeyene değil.Toprak nankör değil, karşılığını veriyor. Ama insanlar nankör, yediği ekmeği bilmiyor. Ben toprağı çok seviyorum. İnanın ki dışarıda gezerken yoruluyorum ama burada çalışırken ruhum ve bedenim dinleniyor adeta. 

Doğal afette 7 seram uçtu, devlet destek olmadı.

Doğal afette benim 7 seram uçtu. Devletten bir destek, yardım alamadım. Sigortanız yok dediler, bir çok bahane söylediler. Bırakın desteği hiçbir devlet görevlisi gelip te geçmiş olsun bile demediler. Ama çalışmayan bir bayan gidiyor, belediyeye kaymakamlığa yardım alıyor.

Bir projem var, devlete başvurdum, henüz cevap gelmedi

Gülizar Topaç, daha kimseye bahsetmediği, bize bile söylemediği bir projesi olduğunu. Resmi makamlara projesini anlattığını bir ay geçmesine rağmen bir cevap gelmediğni. Umutla olumlu bir cevabın gelmesini beklediğini de bize aktarıp, işinin gelişmesi için çaba sarfettiğini, olumlu bir cevap gelirse projesini ilk bahara yetiştirmek istediğini söyleyip "olanla yetinirsek gelişemeyiz, büyüyemeyiz" diyerek, bize adeta ekonomi dersi veriyor.

Herkes, yatayım, gezeyim, internete gireyim diyor! Çalışayım diyen yok.

Gülizar Topaç'a soruyorum "Bu devlet geçmişte tarım ürünleri satarken bu gün neden tarım ürünlerini dışarıdan alıyor."

Topaç "Herkes evde yatmayı çok seviyor. gezmeyi çok seviyorlar. Herkesin elinde bir telefon, kurcalayıp duruyor. Sohbete gidiyor, kafeye gidiyor oturuyor. Hiç kimse toprakla uğraşmak istemiyor. Elleri, üstü pis oluyor. Yani herkes hazır yiyelim diyor. Devletimiz, hiçbir dul bayana para vermesin. Çalışsın, çalışsın. Üretsin, neden oturduğu yerden maaş alsın ki. Ne bayanlar var çalışıp ta ailesini geçindiren. Ben hazırcılık istemiyorum, üreten insan istiyorum. Üreten insana devlet yardım etsin ki üretim alanları artsın. Bak o zaman dışarıya muhtaç kalıyoruz muyuz ?" diye konuşarak dikkatleri çekiyor.

Ağaç direkler kullanarak ve bizzat eşiyle birlikte sadece ağaç kullanarak 1 dönümlük serayı gösteren Topaç "Buraya 25 bin lira (Önceki parayla 25 milyar) harcadık. Demir kullansaydık daha zor ve daha pahalıya gelirdi. Projesini de ben çizdim, kolay olmadı, çok uğraştık. Ama yorulduğumuza değdi" diyor.

Bütün ürünlerim doğal, keçi gübresi kullanıyorum

Topaç, topladığı sebzeleri kendi kullandığı traktörüyle halyerine götürüp, satışını yapıyor. Kendisini pazar yerinde de ziyaret ettik. Yüzü gülüyordu. Eşi ve yakınlarının da yardımıyla müşterilerine hizmet veriyor. "Abi müşterilerim biliyor ki, tarlamda keçi gübresi kullanıyor, ürünlerim tamamen doğal ve lezzetli. Alan haftaya yine buraya geliyor. Çok şükür müşterilerimden memnunum, tezgahlar boşaldı. Allah bereket vesin" diyor.

Biz de kendisine ve tüm üreticilere başarılar ve bereket diliyoruz.

Haber : Mahmut Coşkun


 

Güncelleme Tarihi: 19 Kasım 2018, 22:32
YORUM EKLE
YORUMLAR
Yılmaz Yaman
Yılmaz Yaman - 5 yıl Önce

Çalışanı Allahta sever kolda helal olsun ablamıza kolay gelsin

SIRADAKİ HABER

banner115