Kitaplar ve İnsanlar
Hayat, bir nehir gibi akar gider; kimi zaman sakin, kimi zaman coşkulu...
Bu akışın yönünü ise çoğu zaman biz farkında olmadan iki şey belirler:
Okuduğumuz kitaplar ve görüştüğümüz insanlar.
İkisi de zihnimizi şekillendirir, düşünme biçimimizi dönüştürür, kalbimizi derinleştirir.
Yani, ne okuduğumuz ve kiminle vakit geçirdiğimiz, kim olduğumuzu ve kim olacağımızı belirler.
Kitaplar Sessiz Öğretmenlerimiz
Bir kitabın kapağını açtığınızda, sadece bir hikâyeye değil, başka bir dünyaya, başka bir akla, başka bir hayata misafir olursunuz.
Kitaplar, yazarlarının zihinlerinden süzülen damlardır.
Onlar sayesinde tarihin derinliklerinde gezinebilir, bir filozofun zihninde düşünce yürüyüşüne çıkabilir, bir şairin kalbinde aşkın kıvılcımlarını hissedebilirsiniz.
Düşünün ki, Homeros’un dizeleriyle Antik Yunan’ı, Tolstoy’un kalemiyle Rusya’nın soğuk ovalarını, Tanpınar’la zamanın içsel ritmini keşfetmiş bir insan, sıradan bir olay karşısında bile daha derin, daha geniş ve daha empatik bir bakış geliştirebilir.
Kitaplar, sadece bilgi vermez; karakter inşa eder.
Sorgulamayı öğretir, bakış açısı kazandırır.
Okudukça değişiriz; bazen bir cümlenin altını çizerken kendi hayatımızın satır aralarını yeniden okuruz.
İnsanlar Aynamız ve Yoldaşlarımız
Bir diğer büyük etki ise insanlar. Özellikle de dostlarımız, ailemiz, her gün sohbet ettiğimiz insanlar…
Onlarla geçirdiğimiz zaman, sadece bir boşluğu doldurmak değil, karakterimizi şekillendirmek anlamına gelir.
Birlikte güldüğümüz, dertleştiğimiz, tartıştığımız, sustuğumuz herkes, iç dünyamızda iz bırakır.
Kimi insan bizi yüceltir; düşüncelerimize meydan okur, bizi daha iyi bir versiyonumuza davet eder. Kimi ise içimizdeki ışığı söndürür, karamsarlık eker.
İşte bu yüzden, kiminle görüştüğümüz, kimleri hayatımıza dahil ettiğimiz hayati öneme sahiptir.
Nitekim Mevlana’nın şu sözü boşuna söylenmemiştir: “Kiminle gezdiğine dikkat et; çünkü sen de onun gibi olursun.”
İnsan, çoğu zaman çevresindeki beş kişinin ortalamasıdır.
Eğer sizi geliştiren, düşündüren, besleyen insanlarla birlikteyseniz, siz de büyür, olgunlaşırsınız. Ama çevrenizde sizi tüketen, sadece alan ama vermeyen insanlar varsa, bir süre sonra siz de tükenmeye başlarsınız.
Dolayısıyla hayat, doğru insanları seçme sanatı kadar, yanlış insanlardan uzak durma cesaretini de gerektirir.
Kitaplar ve İnsanlar Ruhun Gıdası
Zihinsel beslenmenin iki temel ayağıdır kitaplar ve insanlar.
Biri yalnızlığımızı anlamlı kılar, diğeri kalabalıkta bile yalnız hissetmememizi sağlar.
Biri kendi iç yolculuğumuzda pusula olur, diğeri o yolculukta bize eşlik eder.
Her ikisi de biz farkında olmadan bizi dönüştürür.
Bu yüzden ne okuduğumuza ve kimlerle zaman geçirdiğimize dikkat etmeliyiz.
Bugün sabah hangi kitapla güne başladınız? Ya da öğle arasında kiminle sohbet ettiniz?
İşte o küçük tercihler, yıllar sonra sizi siz yapacak detaylardır.
Unutmayalım: Hayat, büyük kararların değil, küçük seçimlerin toplamıdır. Kitaplar ve insanlar ise bu seçimin en etkili yapıtaşlarıdır.
Öyleyse daha çok düşünelim, daha iyi okuyalım ve daha bilinçli dostluklar kuralım.
Çünkü bu iki şey, sadece hayatımızı değil, kaderimizi de şekillendirir.