HANGİSİ DAHA İNSANİ…

HANGİSİ DAHA İNSANİ…

Duygusal bir insanım, hayvanlara karşı da yüksek hassasiyetim var.
Hassasiyetim,belki de köy çocuğu oluşumdandır.
Aslında köpek sahibi de olmadım, bir bağ evimiz bulunduğu halde bağlayıcı olacağını düşündüm.
Ama bahçede hayvanların faydalanacağı bir yere “yiyecek” bırakıyorum.
Bıraktığım yiyecekleri gelip yiyorlar ve bir vefa ile genelde kapıdan ayrılmıyorlar.
En azından ara ara ziyareti ihmal etmiyorlar.
Bu köpeklerden herhangi birini sahiplenme hissi yaşasamda bize bağlanan olmamıştı.
Ama böyle devam etmedi, geçen hafta evin önüne sundurma yaptırıyorduk.
Yemeğe geçerken kulağında küpesi bulunan, (belli ki,sahipli) bir kurt bozması kapıya geldi.
Sağ arka ayağını çekiyor,üzerine basamıyordu. Ayağının aksadığı dikkatimi çekmişti ama ilgilenmemiştim.
O arada eşim yemeği hazırlamış ve bizi sofraya davet etmişti.
Tam sofraya otururken kapıya gelen köpek aklıma geldi o anda sükût etmiştim.
Sevgili ‘refikamda’ çok güzel ezogelin çorbası yapmıştı, “bismillahirrahmanirrahim” dedim ve kaşığı ağzıma götürmeden köpeğin, gözlerime bakışını hissettim.
Eşime “şu köpeğe biraz çorba versek, içine bir de ekmek doğrasak” dedim.
Eşimde sağ olsun çok merhametli ve cömerttir.
-Ama “ekmeğimiz az” dedi.
-“Ben ekmek yemeyeceğim” dedim.
Öncelikle ve ağırlıklı olarak kendi payımdan bir’e yakın ekmeği bir kaba doğradım, üzerine de çorbayı döktüm.
Bir kaç kaşıkta saç kavurma(affedersiniz) ilave ettim ve kapı dışında duran köpeğe götürdüm.
Köpek bir şey verileceğini hissetmişti, kuyruğunu sallıyor ve teşekkür edercesine iç sesler çıkarıyordu ki, tavrı beni etkiledi.
Neyse yemeği(yal’ı)ni önüne koyar koymaz öyle bir saldırdı ki; (tabir uygunsa)bir çırpıda lop, lop yuttu.
Bir kaba da su doldurdum suyunu da içti ve o gün akşama kadar evin önünden ayrılmadı.
Bunda ne var diyeceğinizi düşünüyor ve anlatmaya devam ediyorum.
Köpek yemeğini yedikten sonra, yediği kabı ağzına alıp kapıya getirişi de başka bir durumdu. Bu beni dahada etkiledi ve doymadım mı, diyor acaba diye düşündüm.
Ama yanımızda verecek bir şey olmadığından bugün bununla yetin diye düşündüm/söyledim.
O gün biz çalışmamıza devam ettik ve sofradan artan yarım ekmeğide ikram ederek akşam evimize geldik.
İki gün sonra:
Bir bakalım diye bahçeye gitmiştik, giderken köpeğin yeniden gelmiş olabileceğini düşünerek iki ekmek almıştım.Bahçeye varıp kapıya yaklaştığımda gördüm ki kapının önünde yatıyordu.
Bizi görür görmez, kalktı; kuyruğunu hızlı, hızlı sallıyordu ve iki gündür neredeydiniz der gibi bize sitem edercesine.
İyi ki ekmek getirdik diye sevinçle bölerek önüne koyacaktım buna fırsat vermeden, ekmek parçasını hava da kapıyordu.
Bende parça, parça kendisine doğru atıverdim ve büyük bir iştahla yiyişini seyrettim.
İyice acıkmış olmalı ki; iki ekmeği besmelesiz yuttu.
Doymadığını hissettim köy içine kadar giderek beş ekmek daha aldım.
İkisini daha doğrayıverdim ama o kadar iştahla yedi ki o yerken insan gözlerinde ki tebessümü sezebiliyordu.
Sonra suyunu doldurdum, kendi usulünce iştahla içti.
Gönlüm rahatlamıştı ama duygulanmıştım.
Çünkü biz onlara insanca davranmıyorduk,
Ama onlar bir defa karnını doyurduğu kapıda büyük bir sadâkatla bekliyorlardı.
İnsanoğluna ise rüyasında, göremeyeceği imkânı sağlıyorsun bir selam verme/yollama nezaketinde bulunmuyor.
Elinden tuttulanların birçoğu saygı sınırlarını aşıyor ve vefa göstermesi gerekenleri yok sayıyor.
Peki, bunlar kim?
Ve ne sıfat taşıyorlar?
Evet, bunlardan biri akıl nimeti ve insan sıfatı taşıyan!
Diğeri hayvanlar sınıfından; Köpek!
Pekiyi size göre hangisi daha insani?.
Ben, içinden çıkamadım.
Hoşça Kalın.