Gençler Neden Evlen(e)miyor?

Gençler Neden Evlen(e)miyor?

2025 yılı hükümet tarafından "Aile Yılı" ilan edildi. Ancak sokakta, üniversitelerde, iş yerlerinde ve toplu taşımada gençlere baktığınızda bambaşka bir tabloyla karşılaşıyorsunuz: Yalnızlık giderek yaygınlaşıyor, evlilik uzak bir ihtimal olarak görülüyor ve çocuk sahibi olmak ise âdeta bir hayale dönüşüyor.

Peki, neden?

Yıllar önce evlilik için "önce okul bitsin" denirdi. Sonra "iş bulalım," ardından "biraz birikim yapalım" derken, bu planlar sonsuz bir ertelemeye dönüştü.

Artık mesele ne bir tercih ne de bir kariyer planı.

Gençler evlenmek istemedikleri için değil, evlenemedikleri için yalnız kalıyor.

Evlilik Lüks Oldu

Günümüzde evlilik sadece iki insanın birleşmesi değil; beyaz eşyadan düğüne, çeyizden takıya kadar devasa bir ekonominin parçası haline geldi.

Bir ev kurmanın maliyeti, ortalama bir gencin birkaç yıllık maaşını aşmış durumda. Üstelik bu sadece başlangıç… Bir de üstüne nikâh ücretleri eklenince işler iyice çıkmaza giriyor.

Belediyeler, topluma hizmet etmesi gereken nikâh işlemlerini âdeta lüks bir hizmet gibi fiyatlandırıyor. Oysa nikâh, toplumun temeli olan ailenin başlangıcıdır ve kolaylaştırılması gereken bir süreçtir.

Geleceğin Belirsizliği

Gençler sadece bugünü değil, yarını da düşünüyor. "Bugün evlensem, yarın bu evi döndürebilir miyim?" sorusu kafalarını kurcalıyor.

Kira fiyatları uçmuş, iş güvencesi azalmış, alım gücü düşmüş… Kim böyle bir zeminde ömür boyu sürecek bir birlikteliğe adım atabilir?

Üstelik birçok genç, "Çocuk yaparsam bu ortamda ona nasıl bir gelecek sunacağım?" sorusunun cevabını bulamıyor.

Yeni Kuşak Ne Diyor?

Elbette yalnızca ekonomik değil, kültürel bir dönüşüm de yaşanıyor. Yeni kuşak, bireyselliği önemsiyor. Kendi kararlarını almak, özgür yaşamak ve sorumluluklardan kaçmak değil ama onları ertelemek istiyor. Evlilik, çoğu zaman üzerlerinde bir yük gibi algılanıyor.

Hele ki ilişkiler, artık “arkadaşlık” ya da “sevgililik” çerçevesinden öteye geçmeden sona eriyorsa, nikâh masasına oturmak zaten mümkün olmuyor.

Çocuk Sahibi Olmak da Erteleniyor

Evlenmeyi başaran çiftler arasında bile çocuk sahibi olmak büyük bir cesaret işi haline geldi. Çünkü bir çocuğun masrafı, asgari ücretle çalışan bir işçi maaşının çok üzerinde. Bez, mama, kreş, okul… Bu liste uzayıp gidiyor.

Kadınlar açısından ise tablo daha çetin. Birçok kadın çocuk sahibi olmanın kariyerine ket vuracağını düşünüyor. Çünkü esnek çalışma modeli yok, yeterli kreş desteği yok, doğum izni sonrası güvenli bir dönüş politikası yok.

Allah'tan bu ihtiyaçların karşılanmasına yönelik çalışmalara başlandı.

Neler Yapılmalı?

İnanıyorum ki, “Aile Yılı” ilanı iyi niyetli bir adım. Ancak mesele bir yıl boyunca yapılan etkinlikler, broşürler ve kamu spotlarıyla çözülecek kadar yüzeysel değil.

Gençlerin aile kurmasını istiyorsak, önce onlara güvenli bir gelecek sunmalıyız. Ardından nikâh işlemlerini ve düğün işlerini kolaylaştırmalıyız.

- Belediyeler nikâh işlemlerini ücretsiz ya da sembolik ücretle sunmalı.

- Yeni evli çiftlere kira ve konut desteği verilmeli.

- Çocuk sahibi olmak isteyenlere kreş desteği, esnek çalışma koşulları ve mali teşvikler sağlanmalı.

Bu yönde yapılmakta olan çalışmalar hızlandırılmalı.

Gençleri Cesaretlendirmek

Gençlerin evlenmemesi bir bireysel tercih değil, toplumsal şartlara verilen bir tepkidir.

Çeyiz için kredi çeken bir çiftten çocuk yapmasını beklemek hayalciliktir.

Nikâh ücretini bile ödeyemeyen bir gence “aile kur” demek, pek adil değildir. Gençleri cesaretlendirmek ve yüklerini hafifletmek için desteklemek şart. Her konuda zorlaştıran değil kolaylaştıran olmalıyız.

Aile, korunması gereken kutsal bir yapıysa; bu yapıyı ayakta tutacak zemini hazırlamak hepimizin görevidir.

Gerçekçi, âdil ve gençlerin sesine kulak veren politikalar olmadan, “Aile Yılı” sadece bir slogandan ibaret kalır.

Ve biz, bir yıl daha gençlerimizi yalnızlığa, ülkemizi ise yaşlanan bir geleceğe mahkûm etmiş oluruz.