Annelere Özlem ve Saygıyla...

Annelere Özlem ve Saygıyla...

Herkesin hayran kaldığı, âşık olduğu biri vardır bu hayatta. Kimisi bir sanatçıya, kimisi bir öğretmene, kimisi de hayatının aşkına tutulur.

Ben de herkes gibi âşık oldum… Ama bu aşk, kalp atışlarımı hızlandıran bir tutku değil; yüreğimin en derinlerine işleyen bir bağlılıktı. Deyim yerindeyse, ben anneme âşıktım. Çünkü ben kucaklanmayı annemin kollarında öğrendim. Sarılmanın, sarmalanmanın yalnızca fiziksel bir temas olmadığını; ruhun da birini kavrayabileceğini onunla keşfettim.

Soğuk kış sabahlarında üzerime örttüğü battaniyenin bile sesini hatırlıyorum: “Üşümesin yavrum…” der gibi… O ses, yalnızca bir örtünün değil, şefkatin sesi ve örtüsüydü. Korunmayı da, korumayı da ondan öğrendim. Dış dünyanın sertliğine karşı bir kalkan gibiydi. Bazen bir bakışıyla, bazen bir duasıyla, bazen de sadece varlığıyla tüm kötülükleri uzaklaştırırdı.

Dünyanın en güvenli yeri onun yanıydı. Ne fırtınalar korkuturdu beni, ne de karanlık geceler… Çünkü bilirdim ki annem varsa, her şey geçer.

Anneme hayrandım. Ellerine, bakışına, sabrına… Bir insan bu kadar güzel sevebilir miydi? Bu kadar fedakâr olabilir miydi? Kendi yorgunluğunu yok sayıp, başkalarının yükünü sırtlanmak her annenin doğasında mı vardı, yoksa benim annem bir istisna mıydı?

Her Anneler Günü geldiğinde hangimiz annesine sarılmak istemez. Hem de doya doya sarılmak; yoksa anılarla avunmak... Çünkü anneler, yalnızca bir günle anılacak kadar sıradan değil. Onlar her gün, her an, her nefeste bizimledir. Sesimizde onların tonu, davranışlarımızda onların izi, dualarımızda onların adı vardır.

Belki zamanla yaşlandılar, belki saçlarına aklar düştü. Ama bir annenin yüreği yaşlanmaz. Evladına duyduğu sevgi eksilmez, değişmez, koşula bağlı kalmaz.

Ne kadar büyürsek büyüyelim, ne kadar uzaklaşırsak uzaklaşalım, onların gözünde hep o ilk adımını atmaya çalışan çocuğuz.

Bu pazar Anneler Günü... Gelin bir farkındalık oluşturalım ve annelerimize sadece çiçek vermeyelim. Zaman ayıralım. Kalbimizi verelim. Duygularımızı dile getirelim. Çünkü onların en çok ihtiyaç duyduğu şey, hatırlandıklarını bilmek; sevildiklerini, kıymetlerinin fark edildiğini duymaktır. Onlar bunu asla istemez, ama her kalp gibi onlarınki de sevgiyle büyür, şefkatle yeşerir.

Ve ben bugün, bir kez daha itiraf ediyorum:

Ben anneme âşıktım.

Hâlâ da öyleyim...

Bu Anneler Günü de benim için öncekilerden farklı değil… Çünkü annem uzun yıllardır aramızda yok. Yine elini tutamayacağım, gözlerinin içine bakıp “Seni seviyorum” diyemeyeceğim. Sabah kahvaltısında yanağına konduracağım bir öpücükle onu mutlu edemeyeceğim. Çiçek alamayacağım… En güzelini bile seçsem, onun güzelliğine denk gelmeyecek biliyorum. Ama elimde bir demet gülle mezarına gideceğim. Toprağın üzerine güller sereceğim, tıpkı onun bana serdiği sevgiler gibi… Sessizce dua edeceğim. Gözlerim dolacak, yüreğim sızlayacak. Özlemle anacağım. Onun için edeceğim her dua, hâlâ yaşayan bir sevginin kanıtı olacak.

Kabri başında dururken, rüzgârda savrulan yaprakların arasında onun sesini arayacağım. Bir anne sesi… Dünyada başka hiçbir şeye benzemeyen o yumuşak, güven dolu, sarmalayan sesi… Belki duyulmaz artık ama hissedilir. Kalbimin en derin yerinde yaşıyor çünkü. Ne ölüm silebildi onu içimden, ne de geçip giden zaman unutturabildi. Anılarımıza dokundukça, sesini yeniden işitiyor gibi oluyorum. Kokusu sanki üzerimde kalmış bir atkıda gizli, elleri saçlarımı okşuyormuş gibi…

Bazıları der ki, zamanla geçermiş acı… Oysa ben biliyorum: Geçmiyor... Sadece kabullenmeyi öğreniyoruz. Yokluğunu içimize sığdırmayı, acımızı sessizce taşımayı… Ama sevgimiz aynı kalıyor. Belki büyüyor bile. Çünkü her geçen yıl, onun kıymetini daha iyi anlıyorum. Her zorlukta “Annem olsaydı ne yapardı?” diye düşünmeden edemiyorum. Ve her Anneler Günü’nde, daha çok özlüyorum.

Şimdi onun kabrine giderken elimde güller olacak. Ama bilsin isterim ki, ona verecek en güzel şey sadece çiçekler değil. Ona olan sevgim, minnettarlığım, dualarım ve hiç solmayan hayranlığım da benimle olacak. Çünkü annem artık toprağın altında değil sadece; her gün attığım adımda, söylediğim sözde, içimde büyüttüğüm iyilikte yaşıyor.

Evet, ben anneme âşıktım.

Ve artık o aşk, gökyüzüne bakan bir duaya dönüştü.

Sonsuzluğa ulaşan, hiç eksilmeyen bir sevgiyle…

Tüm okurlarımın Anneler Günü’nü kutluyorum.