BOYABATLI ŞEHİT TAYYARECİ NURİ BEY.

BOYABATLI ŞEHİT TAYYARECİ NURİ BEY.

            Gazete toplumun gören gözü işiten kulağı ve konuşan dilidir. Bunu 14.7.2011 tarihli “Tayyareci Nuri bey”  başlıklı yazımızı yayımladığımız günden bugüne Boyabat’taki gelişmeler göstermiştir.

Söz konusu yazımı virgülüne dokunmadan yeniden sizlerle buluşturmak istedim.

 Okuruma teşekkür ediyorum.

                                                TAYYARECİ NURİ BEY

Dünü bilmemek bir bakıma bugünü anlamsızlaştırır. Herhangi bir şeyin önemini kavrayabilmek için o şeyin geçmişini de bilmek gerekir. Bendeniz tayyareci Nuri Beyi duyar ama kim olduğunu nerede yaşadığını ve nereli olduğunu bilmezdim. Osmanlı(devlet olarak “Cumhuriyetimiz” devamıdır.) Devleti’nin ilk pilotu olduğunu da bilmez tayyareci sıfatından havacı olduğunu tahmin ederdim.

            Ama haftalık makaleme gelen bir yorum veya istek beni tayyareci Nuri Beyi araştırmaya ve tanımaya yöneltti. Bu yorumu Özkan Tekin hoca yazmıştı. Özkan Tekin’ yıllardır gör(e)mediğim belkide benim öğrencisi olduğumu bilmediğini sandığım “İzmir’in Kavakları” türküsünü bize öğreten, “ilkokul Öğretmenimdi” Tayyareci Nuri bey anıtının kafasının koparılışına ve büste sahip olamayışımıza üzülüyordu.

Özkan Tekin öğretmenimiz yılların yüklediği duygusallıkla “bizim için çok önemli olan tayyareci Nuri beyin büstüne bile sahip olamadık” diyordu. Bir şey yapamamanın gönlüne verdiği kasvetle bir şeyler yapabilmenin yolunu arıyor ve tayyareci Nuri beyi gündeme taşımaya çalışıyordu.

Özkan Tekin hocamın isteği ve tarihi şuuru beni duygulandırdı ve Tayyareci Nuri Bey hakkında araştırma yapmaya yöneltti. Tayyareci Nuri beyin (1914) o tarihteki başarısını ve Boyabatlı bir şehit oluşunu gururla öğrendim. Belediye eski Başkanımız Cemal Ekiz Bey, bir sohbet sırasında, eski tarihte büstün açılışıyla ilgili kısa bir bilgide vermişti ama derinlemesine bir bilgi sahibi de olamamıştım.

Bu gelişmeleri gazetemiz emektarı İsmet Sezer, Özkan Tekin hocamızla görüşüp gerekli resimleri temin etmişler ve bu olayı da gazetemiz manşetine taşıyıp okurumuzla buluşturmuşlardır.

Gazetemizde yer alan Tayyareci Nuri Bey büstünün akıbetiyle ilgili haber üzüntü verici olsada  “haber” olarak gazetemizde yer aldıktan sonra gazetemiz “duayeni” büyüğümüz Ali Sezer beyi de bu işin içine çekti ve “Tayyareci Nuri bey büstünün” ilk yapılışını anlatmasına ve yeniden nasıl yapılabileceğini göstermesine vesile oldu.

Tayyareci Nuri bey’in anıtının yeniden yapılmak istenmesi, Boyabat’ın şehidine gururla sahip çıkması anlamına gelmektedir. Devletin ilk şehit pilotu olan Nuri Bey hemşehrimizin ve “yıldızlaşmış” diğer hemşehrilerimizin hatıralarını yaşatmak hepimizin görevlerinden olmalıdır.

Her hemşehri bu işe ne gibi katkı verebileceğine bakmalı ve hep birlikte bu çalışmanın içinde olmalıyız. Bundan başka Boyabat’ımızın yetiştirdiği diğer adamları tanıtacak ve en önemlisi Boyabat tarihine kaynak olacak eserler ortaya koymaya çalışmalıyız.

Yakın zamanda ziyaret ettiğimiz, Boyabat Kaymakamı Ünal Çakıcı beyefendi “kırsal kültürümüzü bilen yaşlılarımızla” konuşulup bunların kayıt altına alınmasının doğruluğuna işaret etmişlerdi.

Bu konuda da çok eksiklerimiz var, gerçektende yok olmaya yüz tutmuş kültürlerimizden eski bayram/seyranlarımız ve düne ait her şeyimiz yazılı hale getirilmeli ve bu işin önemini kavranmalı. Yazılı hale gelmediği ve yaşanmayıp unutulduğunda çocuklarımız bu günleri nasıl bilecekler.

 Boyabat’ımızın kaynak sayıla bilecek doğru dürüst bir kitabı bile yok. Allah rahmet etsin Bekir Başoğlu günün şartlarına göre bir kitap hazırlamış tek kaynak maalesef o. O da kaybolsa Boyabat tarihiyle ilgili başka da kaynak yok.

Bu pencereden bakınca Tayyareci Nuri beye ait anıtın yeniden ihya edilmesi tüm Boyabat’ın bir problemi tarihine ve kahramanlarına sahip çıkma şuurunun bir parçası.

Boyabat belediyesi büyük emekle “Boyabat Şehitliğini” yaptı tam olarak inceleme imkânım olmadı ama eksikleri olsa bile önemli bir çalışmadır.

Cumhurbaşkanlığı (1997 veya 1998) yıllığında “Ordu gazi Nefer Şehit Olacak” başlıklı şiiri Boyabatlı Ömer Oğlu Mustafa ismiyle yayımladı. Ömer Oğlu Mustafa’nın Cuma köylü olduğu söylenmektedir. Benim düşünceme göre bu şiirin büyük puntolarla şehitliğe yazılması daha uygun ve bir vefa olacaktır.

Böylece insanımız tarihini bilecek Tayyareci Nuri Bey ve diğerleri gibi birçok kahraman ve Şehitlerimizin bereketli Boyabat topraklarından çıktığını öğrenecektir.

Bunları öğrenen gençliğimiz şanlı ecdada yakışır evlatlar olmaya çalışacak ve memlekete hizmet edenleri unutmayacak.

Buna inanıyorum.

Hoşça kalın.

Nezih Yıldırım 1.7.2011

YORUM EKLE

banner115