Ülkemizin En Görkemli Kalelerinden Birisi : Boyabat Kalesi 

Ülkemizin En Görkemli Kalelerinden Birisi : Boyabat Kalesi 

Boyabat Sesi Gazetesi olarak "Boyabat Kalesi ve Çırabozan" isimli kitabın yazarı Emekli Veteriner Hekim, Boyabat Kültür Araştırma Derneği Başkanı Ahmet Küçükbaş ile Türkiye'nin gündeminde olan Boyabat Kalesi üzerine konuştuk. 

M. Coşkun- Ahmet Bey bildiğiniz gibi Kültür Bakanlığı Türkiye’deki kaleleri değerlendirmeye tabi tutmuş ve Boyabat Kalesini de en görkemli 5. Kale olarak tescil etmiş. Siz geçen sene "Boyabat Kalesi ve Çırabozan Dehlizi" kitabını yayınladınız. Yani kaleyi en iyi bilen bir kişi olarak ne diyorsunuz. 

A. Küçükbaş-Boyabat kalesi ülkemizin görkemli kalelerinden biridir. Tarihi de 2 bin 500 yıldan az değildir. Hatta şöyle de diyebiliriz: "Boyabat kalesi İstanbul surlarından daha eskidir." Boyabat Kalesi’nde her kalede olmayan "Çırabozan Dehlizi" vardır ki bu dehliz kale kadar önemlidir. Kale ve Çırabozan restore edilirken daha önce bilinmeyen bir dehliz daha bulundu. Bu dehlizlerin şehrin altından geçen tüneller ağı ile bağlantılı olduğu söylenmektedir. 

M. Coşkun- Kalemiz restore edildi. Düşen sökülen taşlar yerine kondu. Görüntüsü ve görkemi ile görenlerin beğenisini kazanıyor. Ama bu kaleyi yeterince tanıtabildik mi?

A. Küçükbaş- Restorasyonuna çok para harcandı, para kadar çok da emek verildi. Ancak yeterince tanıtamadık. Daha doğrusu hiç tanıtamadık. Tanıtım adına iki yıldır kale ve Kırkkızlar kayasında tehlikeli spor gösterileri yapılıyor. Sadece bu kadar. Bir de benim yazıp bastırdığım kitap var. 

M. Coşkun- Tanıtım için neler yapılabilir?

A. Küçükbaş- Öncelikle benim kitaptan yararlanabilir. Kale ve Çırabozan üzerine tanıtım broşürleri bastırılabilir. Bu broşürler öncelikle şehirdeki otellere dağıtılabilir, sonra da ülkemizdeki bütün turizm şirketlerine gönderilebilir. Bu şirketler gezdirdikleri müşterilerine ilginç yeni yerler arayışındadır. Haa, Bu arada kale de ziyarete hazırlanmalıdır. 

M. Coşkun- Nasıl bir hazırlanma?

A. Küçükbaş- Önce kale koruma altına alınmalıdır. Önüne gelen kaleye girememelidir. Etrafı tel örgü ile çevrilmeli, sadece iki yerden girilebilmelidir. Giriş de ama az ama çok, paralı olmalıdır. Kale duvarlarını yazılarla kirletmişler. Bunlar silinmelidir. Şehri gören bir iki yere kafeteryalar yapılmalı. Kaleye çıkan kişiler şehri seyrederek çay kahve içebilmelidir. Bir de kale girişlerine tuvalet yapılmalıdır. Bunlar yapılırsa bir de tanıtılabilirse kale ziyaretçisiz kalmaz, ziyaretçilerden alınan para ile kalenin temizliği, bakımı ve sair masrafları karşılanır. Böyle yerler hep paralı olur. Paralı olmalıdır. Gezilen görülen her herhangi bir yer değil, tarihi bir mekân. 

M. Coşkun- Bu konuda başka söyleyecekleriniz var mı?
 
A. Küçükbaş- Boyabat Kalesi herhangi bir taş yığını değil, çok ilginç bir tarihi yapı. Kale ve Çırabozan birçok ilginç sırrı barındırıyor. Benim hemşerilerime tavsiyem yazdığım kitabı almaları ve okumaları sonra da kaleyi bir iyi gezmeleridir. Kitabın içinde 200’den fazla fotoğraf var. Kolay okunmasın diye dip not koymadık. Kaynakları kitabın metni içinde verdik. Okuyanlar, kolay okuduklarını, kolay anladıklarını ve zevk aldıklarını söylüyorlar. 

Kitabın büyük kısmı satıldı. Kitap bedelleri Boyabat Huzurevi Yaptırma ve Yaşatma Derneği’ne bağışlandı. Kalan 200 kadar kitabın bedeli ise Boyabat Kültür Araştırma Derneği’ne bırakılacak. Kitap; Boyabat’taki kitapçılarda var. Boyabat dışındakilere posta ile gönderebiliriz. E-Posta adresim: [email protected] bu adrese mesaj atar adres bildirirlerse kitabı gönderebiliriz. 

M. Coşkun- Çok teşekkür ederim Ahmet Bey. 
A. Küçükbaş- Ben de teşekkür ederim.